Anemi hemoglobin oranın yaş ve cinsiyete göre Dünya Sağlık Örgütünce kabul edilen kriterlerin altında kalması. Bu kriterler yetişkin erkeklerde 13 g/Dl; kadınlarda 12 g/dL'nin altı olarak kabul edilir. 6 ay ve 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL'nin altı anemidir. Fakat kansızlık tanısı konurken yalnızca hemoglobin oranları dikkate alınmaz. Onunla beraber demir, demir bağlama kapasitesi, ferritin, gibi demir depolarını oluşturan birtakım parametrelere de bakılır.

Anemi, alyuvarların çapındaki farklılıklara göre değişik gruplara ayrılır. Alyuvarların orantısı küçük olanlarda, “demir eksikliği anemisi” ve “Akdeniz anemisi” olarak bilinen iki anemi cinsi olarak gözükür. Oranları büyük olanlar ise çoklukla gözüken, vitamin yetersizliğinden kaynaklanan anemilerdir. B12 vitamini veya folik asit yetersizliği anemileri bu gruba girer. Fakat bazen de alyuvarların oranları normal olmasına karşılık kansızlık ortaya çıkabilir. Bunlar da birtakım üretim yetersizliğine bağlı kronik rahatsızlıklarla ya da böbrek yetersizliği ile ilişkili olan, ilik tembelliği diye adlandırılan anemi cinsleri mevcuttur. Bir başka tür ise bağışıklık sistemi ya da mekanik nedenlerle meydana gelen anemilerdir.

Hematoloji Uzmanı Hüseyin Saffet Beköz, kansızlığın sebeplerini şu şekil sıralıyor: Halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, hızlı hareketle nefes nefese kalma, adalelerde güçsüzlük, üşüme hissi, ellerin soğuması, baş ağrısı, baş dönmesi, kötü hissetme, iştahsızlık, saç dökülmesi ve saçlarda kırılma, kulaklarda çınlama, gözler önünde sinek uçuşmaları, sürekli uyuma isteği ve uyuklama durumu, kalp rahatsızlığı olanlarda göğüs ağrısı, deride solukluk, tırnaklarda düzleşme ve kolay kırılma, çok seyrek olarak çukurlaşma (Kaşık tırnak), dudak kenarında çatlamalar, yaralar görülmesi, zihinsel yoğunlaşmada yetersizlik.

Hastalığın oldukça fazla ilerlediği olaylarda, göz kararması, baygınlık durumu dahi gözükebilir. Bu belirtilerin görüldüğü durumlarda, kronik anemi akla gelir. Kansızlığı olan her kişide bu bulguların çoğunun gözükeceği anlamına gelmez. Kansızlığın şiddeti, oluşması, süresi ve altta yatan aneminin nedenine göre şikâyetlerde farlılıklar gözükebilir. Erkeklerde jinekolojik nedenlere bağlı olarak kan kayıpları oluşmadığından kansızlık görülme sıklığı oldukça düşüktür. Fakat karşılaşıldığı olaylarda nedeni iyi araştırılmalı ve değerlendirilmeli. Erkeklerde gözüken kansızlık kötü hastalıklara neden olabilir.

Erkeklerde gözüken demir yetersizliği en sık sebebi mide ve kalın bağırsak gibi sindirim sisteminde oluşan kayıplardır. Midede ülser, gastrit çeşitleri ya da damar yumakları oluşabilir. Bu damar yumaklarının açılıp kanamasıyla birlikte kan kayıpları oluşabilir. Bazen de ciddi bir şekilde gördüğümüz kalın bağırsak ya da mide kanserlerinin ülserli şekli oradaki damarın açılmasıyla kendini kansızlık durumunda gösterebilir. O sebeple bazı mide kanserleri de demir eksikliği anemisi taraması sırasında yakalanır. Bazen de hemoroit olarak bilinen makatımızın dış tarafında bulunan damar paketlerinin açılmasıyla birlikte belirli aralıklarla kanamayla kaybedilen kan da erkeklerde demir eksikliği anemisi oluşabilir.

Demir eksikliğinin tedavisinde yapılması gerekli olan ilk şey demir eksikliğine sebep olan nedenin kaldırılmasıdır. Bunun için hastanın geçmişinin çok iyi bilinmesi gerekiyor. Neden ortadan kalkmadan uygulanan tedaviler kalıcı olmayarak hastalığın tekrarlama durumunu yükselecektir. Demir eksikliği tedavisinde, nedenin ortadan kaldırılmasının ardından uygulanacak olan ikinci süreç ise demir eksikliğinin tedavisidir. Demir eksikliğinin tedavisinde, diyette gerekli olan düzenlemeler yapılmalıdır. Bununla beraber demir preparatları ile tedavi edilmelidir. Demir preparatı duruma göre damardan, kas içine veya ağızdan hap ya da solüsyon biçiminde alınabilir. Uygun zaman kullanılmalı aneminin düzelmesinin ardından demir depoları doldurulana kadar devam edilmelidir.

1 Yorum Yapılmış "Erkeklerde Demir Eksikliği"