{ "title": "Bakır", "image": "https://www.demireksikligi.gen.tr/images/bakir-4139.jpg", "date": "19.01.2024 23:57:43", "author": "emine mutlu", "article": [ { "article": "Bakır, Bakır, 1084 derecede eriyen, doğada birleşik ya da serbest bir şekilde bulunan, ısı ve elektriği iyi bir şekilde ileten ve yoğunluğu 8,95 olan elementtir. Bakırın dövülmesi kolaydır. Geçmişten günümüzde her türlü işlerde kullanılan bakır, kızıl renkli element olarak da bilinir. Bakır rengi, kızıla yakın kahverengi şeklindedir. Bakır, elektrik iletkenliği ile elektronik ve elektrik sektöründe, soğutma sistemlerinde, ısı iletkenliğinde kullanılmasının yanında paslanmaz özelliğinden dolayı ise kaplama malzemesi olarak kullanılır. Bakır genel olarak kaynak işlerinde metalurji ve bronz üretiminde de önemli bir konumda yer alır. Geçmişten günümüze bakırın farklı alanlarda kullanılması ile özellikle sanayinin temel ham maddeler arasında olan metallerden biridir.

Bakırın doğada kullanış şekilleri nasıldır?

Doğadan genellikle sülfürlü, oksitli ve kompleks halde ve az olarak da nabit olarak yer alır. Bakırın doğadan farklı olarak organ etlerinde, fındıkta, tohumlarda ve kabuklu deniz ürünlerinde yer alır. Bütün tahıl ürünleri ile buğday kepeğinin de bakır yönüyle zengindir. Bitkilerin yetiştirdiği topraklardaki mineral miktarının değişiklik gösterdiğinden bitkilerde bulunan bakır miktarında da değişiklikler mevcuttur. İnsanların günlük bakır ihtiyacı 1,15 miligram olarak belirlenmiştir. Bakır için tavsiye edilen günlük miktar bakır eksikliğine önlemek için önemlidir ve bu değer boşaltım ve dolum çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Bakır insanlar tarafından farklı şekilde kullanılmaktadır. Günlük yaşamlarında süs eşyası, mutfak malzemeleri yapımında, silah ve el sanatlarında kullanılmıştır. Günümüzde kullanılan en çok ikinci metaldir. Gelişmiş ülkelerde ortalama kişi başına yıllık bakır tüketimi 10 kilogram civarındadır. Bu rakam az gelişmiş ülkelerde 2 kilogram olarak görülür. Bakır yerine alüminyum plastik ve fiber optik gibi malzemeler kullanılmıştır. Fakat bakıra yönelişte azalma olmamıştır. Bakıra olan ilgi sürekli artmıştır.

Bakır etkileri nelerdir?
Bakır vücuttaki görevleri

Bakır bazı gerekli enzimlerin yapısında bulunan kritik ve fonksiyonel bir birleşimdir. Bu enzimler Kübro enzimler olarak bilinmektedir. Sitokrom c oksidaz enzimi bakıra bağlıdır. Bu da enerji üretiminde önemli rol oynamaktadır. Bu enzim moleküler oksijenin suya indirgenmesini arttırarak elektrik enerjisi üretir ve bu enerji mitokondri tarafından hayati enerji molekülü üretiminde kullanılır. Vücuttaki güçlü ve esnek bağ dokuların oluşması için gerekli elastiğin ve kolajenin karşı karşıya bağlanmaları için gerekli olan şey lisil oksidazdır. Lisil oksidaz enzimi, kalpteki bağ dokuları ile kan taşıyıcıları arasında bir bütünlük sağlanmasına yardımcı olur. Kemik oluşumunda etkili rol oynar. Krom içeren seruloplazmin ve feroksidaz yükseltme kapasitesine sahiptir. Demiri depolardan diğer bölgelere düzenli taşınımı bakır eksikliği ile bozulmaktadır. Bu da bakırın demir metabolizması üzerinde etkisini ortaya koyar. Beyin ve sinir sistemlerinin normal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için Bakıra bağlı enzimler tarafından izlenmesi gerekir.

Bakır eksikliği

Klinik bakımdan bakır eksikliği, tam tespit edilmemiştir. Ciddi bakır eksikliği seruloplazmin değerleri ve bakır serumunun değerlerini %30'a kadar düşebilir. Bakır eksikliğinin en önemli hastalığı anemidir. Bakır takviyesi alarak kolaylıkla tedavi edilebilir. Bakır eksikliği, nötrofil olarak ifade edilen beyaz kan hücreleri sayısının çok düşük seviyelere inmesi ile sonuçlanabilir. Bu durumda vücudun hastalıklara karşı direnci oldukça düşmektedir. Bakır eksikliğinde erken doğan bebeklerde ve küçük yaşlardaki çocuklarda Osteoporoz ve kemik gelişiminde oldukça risk oluşturmaktadır. İnek sütü bakır yönünden yetersizdir. Bebeklerin sadece inek sütüyle beslenmesi halinde bakır eksikliğinin görülmesi kaçınılmazdır. Bakır, bakır içeren yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi ile vücuda girer ve aynı zamanda bakır solunan hava ve toz ile de vücuda girebilir. Toz ve duman alan işçilerin akciğerlerine Bakır yerleşebilir. Bakır tüketildiğinde kan dolaşımına hemen geçebildiği için vücudun diğer bölgelerine de hızlı bir şekilde dağılmaktadır. Vücuda yüksek miktarda bakır girişini gastrointestinal son derece iyi bloke eder. Akciğer ve deride vücuda ne kadar bakır girdiğini gastrointestinal sistemi ile bilmektedir. Vücuttan genelde dışkı yoluyla bırakılmaktadır. Vücuttaki bakır miktarı sabittir. Çünkü giren bakır miktarı ile çıkan miktar birbirine eşittir. Bu eşitliği gastrointestinal sistem sağlamaktadır.

" } ] }